PRP (Platelet-Rich Plasma), yani “Trombositten Zengin Plazma”, kişinin kendi kanından elde edilen, büyüme faktörleri açısından zengin bir plazma sıvısıdır. Bu tedavi yöntemi, doku yenilenmesini, hücre onarımını ve gençleşmeyi desteklemek amacıyla uygulanır. Kan alındıktan sonra özel cihazlarla santrifüj işleminden geçirilir ve içerisindeki trombositler yoğunlaştırılarak cilde veya saçlı deriye enjekte edilir.
Uygulama, hastadan az miktarda kan alınmasıyla başlar. Alınan kan, özel bir cihazda santrifüj edilir ve trombositten zengin plazma kısmı ayrıştırılır. Bu zengin içerikli sıvı, cilde küçük iğnelerle ya da mikroenjeksiyon yöntemiyle uygulanır. PRP, genellikle yüz, boyun, dekolte, el, saçlı deri gibi alanlara uygulanır.
Uygulama süresi yaklaşık 30-45 dakikadır. Kan alma, santrifüj işlemi ve enjeksiyon uygulaması dahil bu süre içinde işlem tamamlanır.
Ortalama 3-4 hafta aralıklarla 3-6 seans uygulanması önerilir. Kişinin yaşına, cilt yapısına ve ihtiyacına göre seans sayısı değişebilir. Yılda 1-2 kez tekrar edilmesi önerilir.
PRP kalıcı bir tedavi değildir ancak etkisi uzun sürelidir. Düzenli uygulamalarla ciltteki gençleşme ve saç köklerindeki canlanma korunabilir. Tam kalıcılık beklenmemelidir, destekleyici seanslar önemlidir.
PRP, cilt yenileme, kırışıklıkların azalması, lekelerin giderilmesi ve saç dökülmesinin önlenmesi amacıyla kullanılır. Kişinin kendi kanından elde edilen plazma ile doğal bir onarım ve gençleşme süreci başlatılır.
Yüz, boyun, dekolte, el, saçlı deri, akne izlerinin bulunduğu alanlar, yara izleri ve cilt kalitesinin arttırılmak istendiği tüm bölgelerde kullanılabilir.
Genel olarak 30 ila 45 dakika arasında sürer. Bu sürenin içerisinde kan alma, santrifüj işlemi ve enjeksiyon uygulaması yer alır.
Hayır, PRP işleminde iz kalmaz. Uygulama sonrası iğne giriş yerlerinde geçici kızarıklık ve hafif ödem olabilir ama bunlar birkaç saat içinde kaybolur.
İşlemden yaklaşık 6-8 saat sonra yüz yıkanabilir veya duş alınabilir. Ancak ilk gün cilde agresif ürünler veya makyaj uygulanmamalıdır.
İlk etkiler 1 hafta içinde ciltte parlaklık ve canlılık şeklinde görülür. Kalıcı ve belirgin etkiler genellikle 3. seanstan sonra ortaya çıkar.
İlk 2-3 gün direkt güneş ışığına maruz kalmamak önemlidir. Eğer dışarı çıkmak gerekiyorsa, yüksek koruma faktörlü (SPF 50+) güneş kremi mutlaka kullanılmalıdır.
Evet, PRP içeriğindeki büyüme faktörleri sayesinde ciltteki fibroblast hücreleri uyarılır ve kolajen üretimi artar. Bu da cildin daha sıkı, elastik ve genç görünmesini sağlar.
Genel olarak bu dönemlerde PRP işlemi önerilmez. Bu dönemde cilt hassasiyeti artabilir ve hormonal değişiklikler uygulamanın etkilerini öngörülemez hale getirebilir.
Evet, tamamen kişinin kendi kanından elde edilir. Bu nedenle içerisinde herhangi bir sentetik madde, ilaç ya da kimyasal bulunmaz. Doğal ve biyolojik bir tedavi yöntemidir.
Evet, PRP; mezoterapi, dermapen, mikroiğneleme, lazer ve botoks gibi işlemlerle kombine edilebilir. Bu kombinasyonlar tedavinin etkinliğini artırabilir.
Bazı ciltlerde işlemden sonra hafif bir kuruluk, pullanma veya çok ince soyulmalar olabilir. Bu, cildin kendini yenileme sürecinin bir parçasıdır ve geçicidir.
Uygulama şekli aynı olmakla birlikte, elde edilen sonuçlar kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Kuru, ince ya da yağlı ciltlerde tedavi süreci kişiselleştirilebilir.
Genellikle hayır. PRP’nin kalıcı ve etkili sonuçları için 3-4 haftalık aralıklarla en az 3 seans önerilir. Yılda 1-2 kez hatırlatma seansı ile etkiler korunabilir.
“Saç ve cilt sağlığı, sadece görünüşümüzü değil, aynı zamanda içsel dengemizi de yansıtır. PRP tedavisi, doğanın iyileştirici gücünü kullanarak, sağlıklı ve genç bir görünüm elde etmenin doğal yoludur. Amacımız sizi yeniden yaratmak değil, en doğal ve en sağlıklı halinizi ortaya çıkarmaktır.”
Güncel fiyat bilgisi için kliniğimizle iletişime geçebilirsiniz.
